Mete, askerlik dehasını daha çok Türk kavimlerini bir araya getirmek için kullanmıştır.Çünkü onun akrabaları da atlı ve güçlü idiler.Mete'nin Çin akını ise, daha çok bir kuvvet gösterisidir.Mete M.Ö 201 de, üç yüzbin atlı ile fırtına gibi Çin'in içlerine iner ve Çin imparatorunu kuşatır ( Baideng Muharebesi ) . Çinlileri asıl şaşırtan şey, Mete'nin askerlik taktiği ve ordu düzeni idi.Bütün birlikler at renklerine göre düzenlenmişlerdi.Bilindiği üzere Türk mitolojisinde her yön bir renk ile belirlenmiştir.Örnek olarak bugün bile biz, kuzey ile ilgili şeyleri kara sözü ile tanıtıyoruz.Karayel gibi.Rüzgar gibi inen Mete'nin üç yüzbin atlısı, renk ve yönlere göre hemen yerlerini alıyorlardı.Dünya askerlik tarihinde gerçekten böyle bir disiplin ve böyle bir düzen görülmemiştir.
Fakat Mete'nin Çin'de gözü yoktu.Zaten yanında bulunan Mete'nin hatunu da , "Çin alınamaz, alınsa idare edilemez." demişti.Bunun için de Çini le barış masasına , Mete'nin büyük hatunu oturmuş ve Çin sınırlarında kesin bir barış sağlanmıştı.Mete, komutan ; hatunu ise, diplomat rolünde idiler.Mete'yi asıl ilgilendiren yerler Orta Asya'daki zengin tarım şehirleri ile İpek yolu idi.Bütün bu zenginlikleri ele geçiren Mete, onları kendi kavminin geleceği ve refahı için sunmuştu.Onun, Türk kavmine bıraktığı bu büyük mirasın savunması, dokuz yüzyıl devam edecektir.
Mete yalnız Türk tarihinde değil; dünya tarihinde de yeni bir çağ açmıştır.Onun yenip de batıya sürdüğü kavimler, Hindistan'da ve Batının çeşitli yerlerinde, yeni imparatorluklar kuracaklardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder